Kocaeli Üniversitesi Öğrencilerinin Beslenme Hakları Gasp Ediliyor

Kocaeli Üniversitesi Öğrencilerinin Beslenme Hakları Gasp Ediliyor

Üniversitede yemekhane ücreti 40TL’ye çıkarıldı, KYK yurtlarında soda hakkımız kaldırıldı.

– Ali Doğu

Kocaeli Üniversitesi öğrencileri olarak üniversite yemekhanesi ile Kredi Yurtlar Kurumu (KYK)  yurtlarında çıkan yemeklerin fiyatlandırmalarından ve niteliğinden şikayetçiyiz. Sene başında yapılan zam ile yemekhane ücreti 30 TL’den 40 TL’ye çıkartıldı. Ancak yemeklerin kalitesinde, çeşitlilik ve porsiyonlarda herhangi bir iyileşme olmadı, aksine her şey giderek daha kötüye gidiyor.

Doymayan öğrenciler için bir seçenek olan ancak geçtiğimiz yıl Kamuda Tasarruf Paketi ile törpülenen 2. yemek hakkımıza bir saldırı daha geldi. Geçtiğimiz yıl dört ucuz fiyatlı yemeği ikiye düşüren üniversite yönetimi bu sene çıtayı bire düşürdü. Buna göre artık öğle yemeğini 40 TL’ye yiyen öğrenciler akşam yemeğini üniversite yemekhanesinde yediği takdirde 140 TL ödeyecek. İkinci öğretim programlarının kapanması ile akşam yemeği dağıtımını tamamen kesmeyi planlayan üniversite yönetiminin uyguladığı bu tutum birçok öğrenci tarafından eleştiriliyor ancak birçoğunun da gelişmelerden haberi dahi yok.

Öğrenciler olarak 3 bin TL olan KYK bursu/kredisi ile beslenmenin imkansız hâle geldiğini görüyoruz. Bu yüzden üniversitelerin öğrencilerine ucuz yemek sağlamak ile yükümlü olduğunu ancak Kocaeli Üniversitesi gibi üniversitelerinin ekonomik krizi fırsat bilerek faturayı öğrencilere kestiğini düşünüyorum.

KYK Yurtlarındaki beslenme hakkı da saldırı altında

Ayrıca, KYK yurtlarında da beslenme hakkımıza yönelik saldırılar gerçekleşiyor. Sabahları 75 TL, akşamları ise 145 TL olarak sağlanan yemek desteği kapsamında alınabilen soda hakkımız kaldırıldı. Ayrıca, yine yemek yemediğimiz takdirde alabildiğimiz altı adet bir buçuk litrelik su hakkımız ise iki adet yarım litrelik suya düşürüldü. Eski öğrenciler olarak hepimiz bu durumdan şikayetçiyiz ama yeni arkadaşlarımız hep böyleydi sanıyorlar. Yemeklerin yeterince pişmediği, içinden böcekler çıktığı, çeşitlerin yetersiz olduğu gibi sebeplerle yemek istemeyenlerimiz oluyordu doğal olarak. Nitekim, soda veya su alma hakkımıza yönelik bu saldırının karşısında da yine kamuda tasarruf paketi sebep gösteriliyor.

KYK yurtlarında yer alan yemekhanelere kurulan iletişim masalarında ise çoğu zaman personel bulunmuyor, şikayetlerimiz ise çoğu zaman geçiştiriliyor. Bazı yurtlarda kurulan iletişim gruplarına yazılan şikayetler ise görevliler tarafından yine çoğu zaman geçiştiriliyor. Bazı yurtlarda ise bu gruplar bizzat yurt personelleri tarafından kapatılıyor. Yeni grupların açıldığı takdirde grubu açan öğrenciler disiplin soruşturmasına tabi tutulmak ile tehdit ediliyor. İletişim gruplarının varlığını sürdürdüğü yurtlarda ise kusurlu yemeklerin fotoğraflarının gruba atılmaması tembihleniyor, olayın medyaya taşınması durumunda yemekhanenin durumunun daha da kötüye gideceği belirtilerek tehdit ediliyoruz.

Peki bu kamuda tasarruf denilen programın sonucunda niye sadece bizim hayatımız kötüye gidiyor? Bütçe görüşmelerinin başladığı bir dönemde bu yazıyı yazıyorum. Cumhurbaşkanlığı sarayının, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ve diğer kurumların bütçeleri ne düzeyde değişecek merak ediyorum. Barınma ve beslenme koşullarımız her geçen gün daha kötüye giderken, KYK yurtlarında soğuk su ile duş almak zorunda kalırken; hatta bu yüzden Osmaniye’deki bir hemşirelik 4. sınıf arkadaşımız kalp krizi geçirerek yaşamını yitirirken manevi danışmanlık adı altında her yurda psikolojik danışman görünümlü imamlar atanmasını gereksiz buluyorum. Kuran kursları, şehitlik/cami gezileri gibi etkinlikler ile dinci/milliyetçi duyguların kabartılması yerine, yurt müdürlükleri bu bütçeyi öğrencilerin ihtiyaçları için harcamalı.

Yaşananların suçlusu ise yine biziz

Bu yaşananların en büyük sorumlusu ise iktidarın ve onun uyguladığı kemer sıkma programının ardından yine biz öğrencileriz. Çünkü haklarımıza yönelik saldırılar karşısında birlik olup sesimizi çıkartmıyoruz. Kimimiz “Ben zaten yemekhaneden yemiyorum” diyerek mücadeleden kaçıyor, kimimiz ise KYK yurdundan atılma korkusuyla ses çıkarmıyor. Kendince haklı olabilirler, zira bugün yurttan atılmak demek sokakta kalmak ve 17-18 bin TL gibi ekstra bir aylık bütçe bulmak demek. Çünkü en ucuz dairelerin aylık kirası İzmit’te artık bu seviyede. Ancak kimse birlik olmanın değiştirici ve koruyucu gücünün farkında değil. Oysa geçtiğimiz yıl engelli tuvaletinin inşaatından tacizci akademisyenlerin soruşturulmasına, film etkinliklerine yönelik sansür girişimine dair dilenecek özür kapsamında üniversiteye girmesine müsaade edilen sanatçılara, üniversitenin attığı her adım biz öğrencilerin mücadelesi sayesinde oldu.

O yüzden bu koşulların hepsine karşı bir bütün halinde mücadele etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Üniversite yemekhanesindeki ucuz yemek hakkına yönelik saldırılar, KYK yurtlarında içinden böcek çıkan sandviçler, pişmemiş et yemekleri, küflenmiş peynir vb. her sorun, bu sorunlara ses çıkarttığımızda karşılaşmamızın oldukça olası olduğu yurttan atılma cezası sonucunda yaşayacağımız konut/barınma sorunu da iktidarın uyguladığı ekonomi programında yatıyor. Dolayısıyla acil taleplerimizden birisi de iktidarın değişmesi olmalıdır. Bunun yanı sıra barınma, beslenme gibi en acil taleplerimiz etrafında mücadele edebilecek mekanizmaları da yeniden inşa etmeliyiz. 

Unises
ADMINISTRATOR
PROFILE

Posts Carousel

Görüşünü Paylaş

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir.

Latest Posts

Top Authors

Most Commented

Featured Videos